M
|
C.V./Biography/Özgeçmiş
|
Mustafa
BİLGİN
|
|
Mustafa
Bilgin'den "BİLDİK
ŞEYLER"
Mürekkep dağıtan bir kağıda
ayni kalınlıkta çizgiler çizince
böyle kuru bir kompozisyon doğmuş.
Bu sayfada kaçinci defadır yazıyoruz
keçe kalemle karikatür cizmeyin
diye... Tarama ucuyla cizeceğin
derinliği olan yeni karikatürlerini
bekliyorum"
Raşit Abi (YAKALI)'nin aşağıaki
karikatürüm için söylediği bu
sözler beni uykumdan etmeye yetmişti.
Uykumdan olmamda eleştiriyi
teknik açıdan biraz haksiz
bulmamin payi vardi (!) belki, ama
asil basilan "ILK" karikatürüm
olmasinin sevincinden kaynaklaniyordu.
Uzun süren mücadelem nihayet sonuçlaniyor
ve çizgim carşaf dergisinin, Raşit |
|
|
Yakalı,
yönetimindeki Karikatür Okulu
sayfasinda yayimlaniyordu (1981).
Sürekli bir yayin organinda çizebilmeyi
gercekleştirememiş bir cizer
olarak, yayinlanan karikaturum hâlâ
beni heyecanlandırır ama
artik uyuyabiliyorum.
o yıllarda, benim kuşağım
için, GIRGIR dergisinde (Oğuz
AraI yönetimindeki) karikatür
yayimlatabilmek de büyük başari
sayilirdi. Oğuz Aral'in meşhur
'Pazartesi Toplantilari"na ben de
defalarca katilmiştim ama
karikaturümu yaymlatabilmek mümkün
olmamıştı. Girgirda
karikatürüm yayimlansin da isterse
(içten içe kücumsediğimiz)
"çiçeği Burnunda KarikatürcüIer"
sayfasinda olsundu. Bir zaman sonra çabalarim
sonuc verdi ve yayimlanan ilk
karikaturüm, ustalaşma yolunda
olan çizerlerin ürünlerinin yer
aldiği "Arka Sayta"da
cikti (1981).Bu da benim için epey
gurur-sevinç nedeni olmuştu.
Girgir dergisiyle ilişkimin başlamasıyla
bitmesi bir oldu denebilir. Bunun en
önemli nedeni; Tan Oral'in bir sanat
dergisi icin hazirladiği 'Turk
Karikaturunde Gençler" soruşturmasina
yanit veren çizerlerin tavirlarinin,
benim dünya görüşüme ve
karikatüre yaklaşimima büyük
katkı yapmalar ve ufkumu genişletiyor
olmalariydi. Çünkü o zamana kadar
icgüdülerimle sürdürdüğüm
anlayışım, aslinda
bircok sanatçi tarafindan başlibaşina
bir disiplin konusu ve yaklaşım
tarzi olarak algilaniyordu. Bunu öğrenmiştim.
Ama bu kitaba da yansıyan,
bahsedilen anlayişa Girgir
sayfalarinda yer yoktu.
Birçok defa karma sergilere katıldim.
Benim için karma sergiler bir şöIen
tadi içeririer. çizer dostlarimla
birlikte olmayı ve çizgilerimizle
kendimizi varetmemizin keyfini çok
severim. Katildiğim karma
sergilerin bende iz birakan ikisinden
bahsetmek istiyorum. Birincisi; çarşaf
Karikatür Okulunun düzenlediği
"BIZ DE VAR1Z" sergisi
(1981). Okul öğrencilerinin ürunlerinin
topluca izleyici karşısina
çıktığ sergi benim katıldığım
ilk karikatür sergisidir. (Yanda,
sergide yer alan karikatürlerimden
birisi)
Ikincisi; Hasan Seçkin, Mehmet Ali Türkmen,
Faruk Karaçay, Cemal Şan, Erhan
Turgut, Mehmet Aslan, Bülent Karaköse,
Hüseyin Karadayi ile birlikte, kağıt
üretiminden uzak kalmış,
grevdeki SEKA işçiIerine destek
olmak amaciyla gerçekleştirdiğimiz,
kağit dışındaki
her türlü malzemeyi kullanarak
haziriadiğımiz "SEKA
GREVI için IMECE" sergisi
(1989)....
Ilk kişisel sergimi ise 1998 Eylül'ünde
Karikatürcüler Derneği
Merkezinde gerçekleştirdim.
Bir sanatcinin gelişmesine katki
sağIayan önemli unsurlarin başinda
yarişmalar ve ödullerin geldiğini
kabul etmekle beraber, odülün
abartilmamasindan yanayim. Tek başina
ödül, başarinin olcutu oImadiği
gibi ödülsüzlük de başarisizlik
demek değildir. çunku bana göre,
gercek bir sanatcı için kalici
olmak, uzun soluklu olmak ve iyi
şeyler üretebilmek, kazanilmasi
için sürekli çabayi gerektiren en mükemmel
ödüldür. Şu ana kadar 25
civarinda ödül kazandim ama benim için
ikisinin yeri ayrıdır.
Birincisi, ilk kazandiğim ödül
olan 1983 yili Amatör Spor Kulupleri
Konfederasyonu'nun düzenlediği
SPOR konulu yarişmada Başarı
ödülü , ikincisi ise, 1991 yilinda
Karikaturculer Derneği'nin düzenlediği
11. Uluslararasi Nasreddin Hoca
Karikatur Yarışması Büyük
ödülü .
Bu arada derneğimizin 30. Kuruluş
Yildönümü'nde Nasreddin Hocanin
Torunlari başliğiyla
hazirlanan kitap-albüm çalişması
için bana yapilan çağrıda,
aldığım en güzel ödüllerden
biri oldu. Bu konuda fikir üreten,
emeği geçen bütün dostlarıma
teşekkür ediyorum.
Bütün bunlari yazarken, karikatür
anlayışımın ipuçlarını
verdiğimi farkettim. Ama yine de
özetlemek gerekirse benim karikatürüm;
-Evrensel bir dile sahip olacak, yani
yazi olmayacak;
-Toplumsal hayatın içinde, varllığıyla
"Emek"ten ve "Barış"tan
yana taraf olacak;
-OlabiIdiğince simgelerden arinmiş,
yaşanan bir anı saptayan bir
fotoğrafmişçasina gerçeklikle
içiçe olacak. Ben buna "Abartma
tozu lie lezzetlendirilmiş gerçeklik"
diyorum.
1980 yilindan bu yana bu güzel uğraşin
içindeyim. Bu kitapta yer alan
karikatürler 1990-1999 yıllari
arasinda çeşitli dergi, gazete
ve kataloglardan bir seçme olarak
hazirlandi. Kimi aynen kullanildi,
kimi aslina sadik kalinarak tekrar
elden gecti. Bu arada merak edecekler
,için, 1962 doğumluyum. cizgi
film cizeri olarak hayatımı
kazaniyorum.
Mustafa Bilgin /1 Temmuz 1999 / Kadiköy
Kaynak:Bildik Şeyler"Mustafa
Bilgin/Nasreddin Hoca'nın
Torunları/Eylül.1999/Karikatürcüler
Derneği Yayınları |
Address:
|
Mustafa
BİLGİN
|
mbilginm@yahoo.com
|
Mustafa
BİLGİN's Cartoon Examples...
|
|
|
|
|